Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Rahip Fru, Robert Frew (İngiliz Ajanı-1/) ve Said Molla İlişkisi

Aşağa gitmek

Rahip Fru, Robert Frew (İngiliz Ajanı-1/) ve Said Molla İlişkisi Empty Rahip Fru, Robert Frew (İngiliz Ajanı-1/) ve Said Molla İlişkisi

Mesaj tarafından ahmetdursun Ptsi Mart 01, 2010 10:16 am

Robert Frew, (Rahip Fru) İngiliz ajanı, rahip ve misyoner.

İskoçya'da doğdu ve din eğitimi aldı. Uzun süre Osmanlı topraklarında misyonerlik faaliyetlerinde bulundu. Board of Foreign Missions of the Presbyterian Church’de (BFMPC) ve Kalvinci geleneği dayanan “American Board of Commissioners for Foreign Mission”ın (ABCFM)içinde bulunduğu “International Congregations” başkanı olarak 1902–1924 yılları arasında Osmanlı topraklarında faaliyet gösterdi. Ağa Han ve Seyyid Emir Ali'nin girişimleriyle İngiltere'de British Red Crescent Society (Britanya Kızılay Derneği) adıyla kurulan derneğin İstanbul temsilciliğini yaptı.

Robert Frew, Milli Mücadele döneminde İngiliz İstihbaratı adına çalışan, Mr. Ryan, General Didds, Albay Rawlinson , General Milne, Amiral Calthorpe ve Amiral Webb gibi memurlar arasında en aktif görev alanlardandır. Batı Anadolu’da Albay Emiling adıyla faaliyetlerde bulunduğu bilinmektedir.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İngiliz haber alma servisi ajanı olarak İstanbul'da bulundu. 20 Mayıs 1920'de İstanbul'da kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı Said Molla ile yakın ilşkiler kurdu ve örgüte gelen parasal destekleri kanalize etti. Anadolu'daki, ulusal direniş hareketinin bastırılmasına yönelik eylemleri kışkırtarak organize etti. Türkiye'den ayrıldıktan sonra İngiltere'de papazlık yaptı.

Dış Bağlantılar
Mustafa Kemal, Mister Frew'e Yazdığım Mektup

Yrd.Doç.Dr. Cengiz DÖNMEZ

***********

Mr. Fru'ya Yazdığım Mektup
Baylar, bu geniş düzene engel olmak ve yaratılan tehlikeli durumları ortadan kaldırmak için elimizden gelen her yola ve önleme başvurduk. Şimdiye değin anlattığım ve bundan sonra sırası geldikçe hatırlatmaya çalışacağım o hepinizin bildiği başkaldırmaları, karışıklıkları, resmi düşman kuvvetlerinin saldırılarını bastırmak ve ortadan kaldırmak için çok uğraştık, Ali Rıza Paşa Hükümeti, gözüne batan Kuvayi Milliye'yi bastırmaya ve bunun için bizimle didişmeye bakmaktan başka bir yardımda bulunmadığı gibi ondan sonra hükümet kuran yüksek arkadaşları da, onun yolunda gitmekten ve sonunda yıkımdan yıkıma, rezillikten rezilliğe sürüklenmekten başka bir iş görmediler.

Baylar, bütün bu gizli düzen kaynaklarının, Rahip Fru'nun kafasında toplandığını ve oradan din kardeşlerimiz olacak hainlerin kafalarına sokularak uygulama alanına çıkarıldığı kestirildiğinden, bir zaman için olsun Rahip Fru'nun durmasını ve bu işten uzaklaşmasını sağlamaya yarar düşüncesiyle, kendisine bir mektup yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için, şu bilgiyi de ekleyeyim ki ben Bay Fru ile İstanbul'da bir iki kez görüşmüş ve tartışmıştım. Fru'ya Fransızca olarak gönderdiğim mektubun Türkçesi şudur:

Mister Fru'ya,
Sizinle, Mösyö Marten aracılığıyla, yaptığımız görüşmelerin anısını seve seve gönlümde saklıyorum. Yıllarca ülkemizde ve ulusumuz arasında yaşamış olan sizin, bizim için en doğru düşünce ve kanılarla dolu bulunacağınızı umardım. Oysa, ne yazık ki, İstanbul çevresinde karşılaştığınız kimi aymaz ve çıkarcı kişilerin, sizi yanlış yönlere sürüklediklerini pek çok üzülerek anlıyorum. En başta Sait Molla ile düzenlemeye ve uygulamaya başladığınız, güvenilir kaynaklardan öğrenilen planın, İngiliz ulusunun gerçekten kınayacağı bir nitelikte olduğunu bildirmekliğime izninizi rica ederim. Ulusumuza, Sait Molla'nın değil, fakat gerçek yurtseverlerimizin gözüyle bakıldığı zaman, böyle planların artık ülkemize ve ulusumuza uygulanabilecek bir yanı olmadığı yargısına kolaylıkla varılır. Nitekim daha bugünün olaylarından olan Adapazarı ve Karacabey olaylarının başarısızlığa uğraması, sözümüzü doğrulamaya yeter. Fakat, buna ne gerek vardı? İngiliz subayı Novil'in, Diyarbakır dolaylarında Müslüman Kürt halkı yoldan çıkarmaya pek çok çalıştıktan sonra Malatya'da, eski Elazığ Valisi Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Beylerle, Sivas'a karşı yaratmaya çalıştığı olay, sonucu bakımından bütün uygarlık dünyasına karşı utanç verici değil miydi?

Size önemle ve içtenlikle bildiririm ki, İngiliz ulusu, ulusumuzun dostluğuna ve güvenine değer vermiyorsa, bundaki yanılgı pek derindir. Böyle değilse kullandığınız araçlar pek yanıltıcı olup, sonuç ve verim alınacak nitelikte değildir. Sait Molla aracılığıyla Adapazarı'na gönderilen iki bin liranın, yakında verimli sonuç sağlayacağı yolunda verilen sözün yalan olduğunu olaylar size anlatmış olacağından uzun sözü gerekli görmem. Hele sizinle ilişki kuran düzmecilerin, Osmanlı Padişahının da ortaklaşa yaptığınız işlerinizde ve çalışmalarınızda eli varmış gibi gösterilmesi pek tehlikelidir. Siz çok iyi düşünebilirsiniz ki Padişah, sorumsuz ve tarafsız olup ulusal irade ve egemenliğimizle ilgili gerçekleri değiştirmez ve bozmazlar. Ülkemizde bulunan İngiliz siyasal görevlilerinin, elbette İngiliz ulusunun eğilimine ve çıkarına aykırı olarak, yurdumuza ve ulusumuza karşı uygarlığa ve insanlığa yaraşmaz bir biçimdeki girişimlerini, elimizde bulunan belgelerle İngiliz ulusunun gözü önüne serersek, sonuç dünyaca iyi karşılanmaz sanırım. Fakat, bu konuda, tuhaf olması bakımından şunu da bildirmek zorundayım ki siz, bir din adamı olarak siyasa oyunlarına, özellikle öldürüşmeye varacak işlere karışmak hevesine kapılmamalıydınız. Sizinle yaptığım görüşmelerde, sizi bu türden bir siyasa adamı olarak değil, insanlığa hizmet eden, adaleti seven erdemli bir kişi olarak tanımıştım. Bunda ne denli aldandığımı son aldığım sağlam bilgilerin doğrulamakta olduğunu size bildirmekle şeref duyarım.

Mustafa Kemal

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
********

İNGİLİZ MUHİPLER CEMİYETİ

İstanbul'da, muhtelif maksatlarla hafi ve aleni olmak üzere de, birtakım firka veya cemiyet unvanı altında teşekküller vardı.

İstanbul'da mühim addolunacak teşebbüslerden biri İngiliz Muhipler Cemiyeti idi. Bu isimden, İngilizlere muhip olanların teşkil ettiği bir cemiyet anlaşılmasın! Bence, bu cemiyeti teşkil edenler, kendi şahıslarını ve menfaat-i şahsiyelerini sevenler ve şahıslariyle menfaatlerinin masuniyeti çaresini Loyt Corc (Lloyd George) hükümeti marifetiyle İngiliz himayesini teminde arayanlardır. Bu bedbahtların, İngiltere Devletinin, kül halinde, bir Osmanlı Devleti muhafaza ve himaye etmek emelinde olup olamayacağını, bir defa mülahaza edip etmedikleri cay-i teemmüldür.

Bu cemiyete intisap edenlerin başında Osmanlı padişahı ve halife-i ruy-i zemin unvanını taşıyan Vahdettin, Damat Ferit Paşa, Dahiliye Nezaretini işgal eden Ali Kemal, Adil ve Mehmet Ali Beyler ve Sait Molla bulunuyordu. Cemiyette İngiliz milletine mensup bazı sergüzeştçular da vardı. Mesela: Rahip Fru (Frew) gibi. Ve muamelat ve icraattan anlaşıldığına göre, cemiyetin reisi Rahip Fru idi.

Bu cemiyetin iki cephe ve mahiyeti vardı. Biri aleni cephesi ve medeni teşebbüsatla, İngiliz himayesini talep ve temine matuf mahiyeti idi. Diğeri hafi ciheti idi. Asıl faaliyet bu cihette idi. Memleket dahilinde teşkilat yaparak isyan ve ihtilal çıkarmak, şuur-u milliyi felce uğratmak, ecnebi müdahalesini teshil etmek gibi hainane teşebbüsat, cemiyetin bu hafi kolu tarafindan idare edilmekte idi. Sait Molla'nın cemiyetin aleni teşebbüsatında olduğu gibi hafi cihetinde de ondan daha ziyade rolör olduğu görülecektir. Bu cemiyet hakkında söylediklerim, sırası geldikce vereceğim izahat ve icabında irad edeceğim vesaikle daha vazıh anlaşılacaktır.NUTUK.
ahmetdursun
ahmetdursun
Yeni Üye
Yeni Üye

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 01/03/10

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?board=91.0

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Rahip Fru, Robert Frew (İngiliz Ajanı-1/) ve Said Molla İlişkisi Empty RAHİP FRU,ROBERT FREW İNGİLİZ AJANI-2/SAİD MOLLA İLİŞKİSİ

Mesaj tarafından ahmetdursun Ptsi Mart 01, 2010 10:17 am

SAİT MOLLA NASIL ÇALIŞIYORDU

Ulusal savaşlar sırasında karşılaştığımız açık ve gizli güçlükler üzerinde köklü bir bilgi edinmeye ve gelecek kuşakların ders almasına ve uyanmasına yarayacak nitelikte olan, söz konusu belgeleri, olduğu gibi bilginize sunmayı uygun buluyorum. Bu belgeler, İngiliz Muhipler Cemiyetinin sözde başkanı olarak tanınan Sait Molla’nın, Bay Fru adındaki rahibe gönderdiği mektupların örnekleridir.

Efendiler, bu mektupların örneklerinin alındığını sezen Sait Molla, Türkçe İstanbul gazetesinin 8 Kasım 1919 günlü sayısında, bu mektuplardan söz açarak uzun ve sert bir dille bir yalanlama yayımlamış olsa da, gerçeği örtmenin yolu yoktur. Bu mektupların örnekleri, Sait Molla’nın evinden ve mektup karalamalarının yazılı bulunduğu bir defterden, olduğu gibi çıkarılmıştır. Bunlar bir yana, mektupların içindekiler, yurtta beliren durumlara, olaylara ve kimi kişilerin tutumuna tam bir uygunluk göstermektedir. Şimdi izin verirseniz, bu mektupları yazılış sırasıyla sunayım:

Birinci Mektup

Sayın dostum.

Verilen iki bin lirayı Adapazarı’nda Hikmet Bey’e gönderdim. Orada ki işlerimiz pek yolunda gidiyor. Birkaç gün sonra verimli sonucunu elde edeceğiz. Şimdi aldığım şu bilgiyi, şu pusulamla size tezelden iletmek istedim. Yarın sabah kendim gelip geniş bilgi vereceğim.

Ulusal Kuvvetlerden yana olanların Fransa’ya pek çok eğilim gösterdiklerini ve General Despere’nin (Franchet d’Esperey) Sıvas’a gönderdiği subayların, Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek İngiltere Hükümetine karşı birtakım kararlar aldıklarını Ankara’daki adamımız “N.B.D. 285/3”, özel bir postacı ile gönderdi, mektupla bildiriyor. “D.B.K. 91/3” her kadar demeğimiz üyesi ise de bu adamın Fransızlara çaşıtlık ettiği ve sizin bu örgüte başkanlık ettiğinizi söyleyip yaydığı kanısı bende uyanmıştır. Bu iş üzerinde de, yüksek kanılarınıza ve güveninize aykırı düşecek sözlerimle şimdiye dek o adam için göstermiş olduğunuz güvendeki yanılgıyı belirtmiş olacağım. Dün sabah Âdil Bey’le birlikte, Damat Ferit Paşa Hazretlerinin yanına gittim. Biraz daha sabretmeleri ve beklemeleri gereğini sizin adınıza kendilerine bildirdim. Damat Ferit Paşa Hazretleri verdiği karşılıkta, size teşekkür etmekle birlikte, ulusal örgütlerin Anadolu’da büsbütün kök saldığını ve karşı bir saldırışla hayın başkanları tepelettirilmedikçe, kendisinin Sadrazam olamayacağını ve böylece Padişahın da onayından geçen sözleşme hükümlerinin Konferansta savunulamayacağını söyledi. Ayrıca, Ulusal Kuvvetlerin dağıtılması için yüksek İngiltere Hükümeti katında tezelden girişimlerde bulunularak, ortak bir notanın milletvekilleri seçiminden önce İstanbul Hükümetine verilmesini ve çetelerimizin Adapazarı, Karacabey ve Şile’de Rumlara karşı girişecekleri saldırıları tutamak yapıp Ulusal Kuvvetlerin güvenliği bozduğu gerekçesiyle işi çabuklaştırmaya çalışmamızı; İngiliz basının, ulusal örgütlere karşı yayın yapmasının sağlanmasını ve özel olarak torpido ile gönderilen “E.B.K. 19/2” ye, dün görüştüğümüz işler üzerinde telsizle yönerge verilmesini rica ediyorum. Bu gece, saat on birde Âdil Bey “K.”de sizi görecek ve Ferit Paşa’nın bazı özel ricalarını daha bildirecektir. Daha sonra, Padişah Hazretleri ile Bay “T.R.” görüşebilecektir. Refik Bey’e artık güvenmeyiniz. Sadık Bey de bizimle çalışabilecektir. Saygılarımı sunarım. 11.10.1919

Sait

Ekleme: Karacabey’le Bozkır’dan daha bir haber alamadık.

İkinci Mektup

Ankara’daki “N. B. D. 285/3”den gelen 12. 10. 1919 günlü mektup ta, Sıvas Temsilciler Kurulunda kurmay albaylıktan emekli Vâsıf Bey’in Despere ile görüşmek üzere gönderileceği ve birkaç güne değin yola çıkacağı bildiriliyor. Hikmet Bey paraları almış. Biraz daha para istiyor. On gün sizin yanınıza geldiğim sırada izlendiğimi söylememiştim. Dönüşümde biri sarı bıyıklı, ötekisi kumral ve köse iki adamın sokak başında beni beklediklerini gördüm. Gece olduğu için epeyce korktum. Yalnız birbirlerine yavaşça: “Bu Sait Molla imiş. Artık gidelim.” dediklerini işittim. Bu sık sık buluşmalar benim için iyi olmayacak. Fuat Paşa Türbesi yakınındaki görüştüğümüz evi tutabilirseniz buluşabileceğiz. Nazım Paşa, derneğimizi haber almış. Bana çok gücendi. İzninizle “N.B.S. 495/1” düzenine kendilerini kattım. Ev işi bir yoluna konuluncaya değin sizinle o buluşacaktır. Karacabey’de “N. B.D. 289/3” e gönderilen bin iki yüz lira, yerine ulaşmıştır. Yola çıkacaklardır. Ferit Paşa, İstanbul Hükümetine verilecek notayı her dakika bekliyor. Bu durum, Padişah Hazretlerini pek üzüyor. Teselli ettirmeniz ve her zaman kendisine umut verici sözler söylettirmeniz, çıkarlarımız gereğidir. Bizim padişahlarımızın, her şeye karşı yumuşak gönüllü olduklarını unutmayınız. Seyit Abdülkadir Efendi, o iş için pek şaşırtıcı şeyler söyledi. Sözde arkadaşları: “Yurtseverliğe aykırı düşer.” diyorlarmış. Artık siz işi bir yoluna koymaya bakınız. Polis Müdürü Nurettin Bey’in değiştirileceği söyleniyor. Hepimizin koruyucusu olan bu kişi üzerine gerekenlerin dikkatlerini çektiriniz. Saygılarımı sunarım.18/19.10.1919

Ek: Ali Kemal Bey o adamla görüşmüş. Konuşmayı iyi yönetemediği için karşısındaki adam amacını anlamış ve kendisine, büyük bir aşağılama ile: “Biz, sizin İngilizler hesabına çalıştığınızı anladık.” demiş.

Üçüncü Mektup

Yapılan propagandaları, Göz Hekimi Esat Paşa kolu ve özellikle Çürüksulu Mahmut Paşa, resmi bilgilere dayanarak boyuna yalanlatıyor ve halkın coşkusunu yatıştırmaya çalışıyorlar. Bu adamlar başvurdukları zaman hiç karşılık verilmemesini; dün kararlaştırdığımız kişiye, Padişah aracılığıyla buyruk vermenizi rica eder, saygılarımı sunarım. 19.10.1919

Sait

Dördüncü Mektup

Sayın Üstat,

Muhipleri arasında Franmason örgütünü istemeyenler var. İttihatçıların yolu tutulacağından korkuyor. Bu örgütün yönetiminde görev alacak nitelikte yetiştirilmiş gençlerin katılmasıyla, bu izlenceyi uygulayabileceğiz. Benim dış kılığımın engel olması yüzünden eski dostunuz “K.B.V.4/35”, kararlaştırılan ilkelere göre işe başlayacaktır. Ankara ve Kayseri’den yine haber yok. Saygılarımı sunarım üstadım. 19.10.1919

Sait

Beşinci Mektup

Üstat,

Kasidecioğlu Ziya Molla dün Adam Blok’a (Adam Block) haber göndermiş, eski dostu olmasına güvenerek, benim başında bulunduğum Muhipler Cemiyetinin İngilizlerce korunmasının İngiliz karakteriyle bağdaşmadığını ve bunun kamuoyu üzerinde kötü etkiler yaptığını bildirmiş; böylece Cemiyeti namuslu kişilerin temsil etmesi gerekeceğini dolayısıyla anlatmış ve benim için çok kötü sözler eklemiş. Bu kişinin bana karşı kişisel düşmanlığı olduğunu anımsatmak isterim. Ziya Molla’nın damadının kız kardeşi eskiden benim karımdı. Kendisini boşadığım için bana böyle düşmanlık ediyorlar. Bunun Adam Blok Hazretlerine duyurulmasını ve Ziya Molla’nın şimdi İngilizlerden yana olmayıp ulusal eylemin destekleyenlerin propagandacısı olduğunu ve Mustafa Kemal paşa ile ilişki kurmuş bulunduğunu ve beni suçlamasıyla da ne mal olduğunu ortaya koyduğunu yüksek görüşlerinize sunmak isterim. 21.10.1919

Sait

Ek: Bir sakınca yoksa, Adam Blok Hazretlerine size olan hizmetlerimi duyurunuz.

Altıncı Mektup

Sayın Üstat,

Ankara’dan “N.B.D. 295/3” den özel postacı ile gelen 20 Ekim 1919 günlü mektupta bildirildiğine göre “K.D.S. 93/1”, yönergemiz gereğince orada bırakılarak kendisi Kayseri’ye gitmiştir. Yönergenin onaylanmış bir örneğini de Galip Bey’e gönderdiğini bildiriyor. Önceki ödeneği harcamış olduğu için yeniden ödenek istiyor. Gizli örgütümüzün genişlediğini ve haydut başkanlardan yakasını kurtaran Muhiplerimizin şimdilik köylerde kalarak el altından işe başladıklarını muştuIuyor ve son yaptığınız ustaca düzenlemelerin verimli olacağını bildiriyor. “M.K.B.”, pürüzsüz Türkçesi yüzünden önemli işler çeviriyormuş. Hele hocalığına diyecek yok diyor. Yönergenin “X. V.V.” planı tam olarak hazırlanmış. Aramıza yeni yabancılar girmemiş ise amaç, sezilmeksizin edimli olarak gerçekleşecektir. Yeni ödeneğin gönderilmesini beklemek üzere özel postacı “4 R.” burada alıkonulmuştur. 23/24.10.1919

Sait

Ek: Ahmet Rıza Bey’in İtalyan güdümü üzerindeki demecini mektubun sonuna ekledim. Kendisinin Fransa’ya geçmesi, bizce tehlike olur. Bu işi sağlama bağlayınız.

Yedinci Mektup

Üstadım,

Ali Kemal Bey dün o adamla görüşmüş. Basın işinde biraz ağır davranmak gerektiğini söylemiş. Bir kez, bir yana yöneltilmiş olan düşünürleri ve yazarları öncekine karşıt bir amaca yöneltmek, bizde pek kolay olmaz. Bütün devlet görevlileri ulusal eylemleri şimdilik iyi görüyor, demiş. Ali Kemal Bey, yönergenize eksiksiz uyacak. Zeynelâbidin Partisiyle de işbirliği yapmaya çalışıyor.

Kısacası, işler bulandırılacak, Bugünlerde Fransa ve Amerika çevrelerinde benim adım çok geçiyormuş. Bunun nedenini şimdiye dek, anlayamadım. Ulusal eylemlerden yana olanların, bu hükümetin siyasal görevlileri üzerinde yaptıkları etki sonucu olarak tehlikeye giren yaşamının korunması size kalmıştır. Ben bu güvenle kendi kendimi yüreklendiriyorum. Hikmet ile kendim görüştüm. Bu kez onu biraz kaypak buldum. Ama sağlam güvence verdi. “Ben erkeğim. Sözümden dönmem.” dedi. Sıvas olayını nasıl buldunuz? Biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek. Kadıköylü de işi üzerine alıyor. Fakat o yere batası İttihatçı basın, arasıra bizim işlere engel oluyor. Bunların yazılarına dikkat gerek. Paşamız gene de sinirli, “Ne vakit olacak” diyor. Ev işinin bugüne dek yoluna konulmamış olması buluşup görüşmemizi güçleştiriyor. “N.B.S. 495/1” Konya’ya önem verilmesini öğütlüyor. Size sözlü olarak açıkladığı iş üzerinde dikkatini çekmemi rica ediyor. Ali Kemal Bey’in uğradığı son yıkım üzerine üzüntülerinizi bildirdiğinizi söyledim. Bu adamı elde bulundurmak gerek. Bu fırsatı kaçırmayalım. Bir armağan sunmak için en elverişli zamandır. 19 Ekim günlü mektubumu almadığınıza üzüldüm. Aracıyı biraz sıkıştırınız. Tehlikeden sakınmak, benim için pek önemlidir. Yeni bir parola gönderiniz. Hikmet ve Kadıköylü’ye numaralarını vereceğim. Saygılarımı sunarım üstadım. 24.10.1919

Sait

Ek: Birkaç kez söylemek istediğim halde unutuyorum. Mustafa Kemal Paşa’ya ve onu tutanlara biraz yumuşak davranmalı, kendisi tam bir güvenle buraya gelebilsin. Bu işe pek çok önem veriniz. Kendi gazetelerimizle onu destekleyemeyiz.

Sekizinci Mektup

Sayın Üstat,

Seçimleri askıda bırakmak ve geciktirmek için gerek Mustafa Sabri ve gerek Hamdi ve Vasfi efendilerle uzun uzadıya, verdiğiniz yönerge sınırları içinde görüştüm. İşi kabul ettiler. Mahallelerde propagandalar başladı. Gerekenleri elde edecekler. Bol para dağıtarak halkın kafasını karıştıracaklardır. Padişahın bu konuda aydınlatılması gerekmektedir. Ustaca düşünce ve önlemlerinizle amaca ulaşacağımıza güvence veririm, sayın üstadım. 26.10.1919

Sait

Dokuzuncu Mektup

“9. R.” özel postacı geldi. Keskin örgütü bitmiştir. Arkadaşlara propaganda için yönerge verdim. Başarılarımızın ilk verimlerini yakında alacağımıza güveniyorum, sayın üstadım. 21128.10.1919

Sait

Onuncu Mektup

Sayın Üstat,

Sarayda, yeni hükümet kurulmasının tasarlandığı ve hazırlık yapıldığı söylentisi yayılmıştır. Bu işin çabuklaştırılması çok gereklidir. Anadolu örgütümüzün kimi planları Ulusal Kuvvetlerce anlaşılmış, özellikle Ankara ve Kayseri’de bize karşı çalışmalar başlamıştır. Kürt Cemiyeti, söz verdiği halde bir iş yapamadı. Çetelerimizden bir bölüğü yok ediliyor. Ne pahasına olursa olsun, tasarlanan hükümetin iş başına getirilmesi pek çok gereklidir. Ali Rıza Paşa’nın, planlarımıza karşı önleyici önlemler alacağını da sanıyorum. Bozkır’a gidecek adamlarımız, tanınmış kişiler olduklarından, çokça korkuyorlar. Konya’da “K.B. 81/1”e, sizin adamınız aracılığı ile olayın kızıştırılması için bildirim yapılarak, propaganda kurullarının bu konu üzerinde çalışmaya çağrılması gereğini ve zorunluğunu bildirir, saygılarımı sunarım. 29/30.10.1919

Sait

Benim bir mektubumdan Hikmet’e söz açmışlar. Bu mektubun içinde yazılı olanları nereden öğrenmişler? Hikmet ile kendim görüştüm; bunun doğru olduğunu, şaşkınlık içinde Hikmet’ten dinledim. Çaşıt, benim çevremde midir, yoksa sizde midir?

On Birinci Mektup

Sayın Üstadım,

Kürt Teali Cemiyetindeki yakın dostlarımızla görüştüm. Yeni geldikleri için birkaç gün sonra, verilen yönergeye uygun olarak gerekli düzenlemeleri yapacaklarını; yalnız Kürdistan’a gönderilecek çeşitli arkadaşlar için büyük bir ödenek verilmesi gerektiğini söylediler. “D. B. R. 3/141” den gelen mektubu da gösterdiler. Urfa, Antep, Maraş’ta Fransızlara karşı gereğinden daha çok kışkırtma yaptıkları ve halkı, kolordu komutanının güttüğü yumuşak siyasaya aykırı bir davranışa sürükledikleri yazılıdır. Hükümet başkanlığına Zeki Paşa’nın getirilmemesi için ileri sürülen düşünceler doğru değildir. Bu adam Kürtlere sözünü geçirebilecek durumdadır. Eski Ermeni kırımı unutulmuştur. Sizin aklınıza gelenler, bugün için her halde zamansızdır. Bunu, gerektiğinde başka türlü yorumlamak kolaydır. Yüksek yardımlarınızı her dakika bekliyoruz. Karşıdaki olayı ötekilerine bulaştırmaya çalışıyoruz.

Saygılarımı sunarım

Sait

On İkinci Mektup

Sayın Üstadım,

Ahmet Rıza’mn Tan (Temps) gazetesi haber yazarına verdiği demeç kuşkusuz gözünüzden kaçmamıştır. Emir Faysal’a Fransızlarla anlaşma yapmasını öğütlemesindeki anlamın kapsadığı siyasal incelik, ustaca görüşlerinizden uzak kalmamalıdır. Ulusal örgüt başkanları, son günlerde dikkati çekecek bir biçimde Fransa’ya eğilim belirtisi gösterdikleri gibi, bir yandan Irak’ta kargaşalık çıkartırken öte yandan Suriye’deki egemenliğinizi de baltalamak istiyorlar. Bu örgütün sürüp gitmesinde gösterilecek ilgisizlik ve savsaklama, İslam dünyasının İngiltere’ye karşı olağanüstü ayaklanmasıyla sonuçlanacaktır. En dikkate değer olan bu noktayı görmek ve yüksek siyasa adamlarınıza göstermek pek çok önemli ve gereklidir. Şu düşüncemle bilimsel değerinize dil uzattığım sanısına varmayınız. Çünkü, Türkiye üzerinde sizden başka bir kuvvetin erkini ve egemenliğini sürdürmesi, siyasal amacımıza aykırıdır. Fransa, İtalya ve özellikle Amerika’nın, gerek devlet adamlarıyla gerek basınıyla bu kuvvete karşı gösterdikleri türlü eğilimler, siyasal ve askeri üstünIüğünüzü çekemediklerinin açık belirtileridir. Ahmet Rıza gibi Klemanso (Clemenceau) ve Pişon’un (Pichon) ve çeşitli yüksek siyasa adamlarının en yakın ve eski dostu olmak mutluluğuna erişen kişilerin, Fransa’da önemli bir rol oynayacaklarından ve kamuoyunu tam anlamıyla kendilerinden yana çekeceklerinden kuşku etmeyin. Bu adamın İsviçre’ye geçmesi ile ilgili haberlere bakılırsa oradan bir yolunu bulup Fransa’ya geçmek amacında olduğu kanısına varılabilir. Balıkesir dolaylarındaki kuvvetlerimiz bozularak kaçmış ve “A. R.” bölgesinde gizlenmişlerdir. Yeni kuvvetler hazırlanıyor. Beş bin Iiradan aşağı olmamak üzere ödenek istiyor. Karaman’dan “D.B.S.4O/5’ten gelen mektupta şimdilik beklemek zorunda oldukları ve Kayseri’de “K.B.R.87/’4’ten gelen mektupta da yakında eyleme geçecekleri bildiriliyor. Ziya Efendi de, “H.K.” ve “C.H.” de örgütler tamamlandığından oraya yalnız ödenekle gitmek zorunda olduğunu sözlü olarak bildiriyor. Dilerseniz durum üzerinde sözlü olarak size geniş bilgi verecektir. Çok sıkı izlenildiğimizi, işlerimizden Sıvas’ın günü gününe haber aldığını söyleyebilirim. Mehmet Ali’ye güvenmeyiniz. Ağzı sıkı değildir. Herhalde boşboğazlık ediyor. Dış örgütte ve işlerde benden başkasını kullanmasanız daha iyi olur. Ali Kemal Bey’in listeye geçirilmesi zorunludur. Bunca gizlerimizi bilen bu adamı gücendirirsek planlarımız, olduğu gibi yabancı ellere geçer. Bu adamı sık sık kollayınız. Saygılarımı sunarım üstadım. 5.11.1919

S.

Kemal yakalanmış, ilişkisi bakımından, ”K. B. R. 15/1”in, örgütle ne ölçüde ilişkisi olduğu meydana çıkmış demektir. Bu adamı korumak çok gereklidir.

Efendiler, bu geniş düzene engel olmak ve yaratılan durumların ortadan kaldırmak için elimizden gele her yola ve önleme başvurduk. Şimdiye değin anlattığım ve bundan sonra sırası geldikçe anımsatmaya çalışacağım o hepinizin bildiği başkaldırmaları, karışıklıkları, resmi düşman kuvvetlerinin saldırılarını bastırmak ve ortadan kaldırmak için çok uğraştık. Ali Rıza Paşa Hükümeti, gözüne batan Ulusal Kuvvetleri bastırmaya ve bunun için bizimle didişmeye bakmaktan başka bir yardımda bulunmadığı gibi ondan sonra hükümet kuran yüksek arkadaşları da, onun yolunda gitmekten ve sonunda yıkımdan yıkıma, maskaralıktan maskaralığa sürüklenmekten başka bir iş görmediler.

Efendiler, bütün bu gizli düzen kaynaklarının, Rahip Fru’nun kafasında topladığını ve oradan din kardeşlerimiz olacak hayınların kafalarına sokularak eyleme dönüştürüldüğünü kestirdiğimden, bir zaman için olsun Rahip Fru’nun durmasını ve bu işten uzaklaşmasını sağlamaya yarar düşüncesiyle, kendisine bir mektup yazdım. Mektubun iyi anlaşılabilmesi için, şu bilgiyi de ekleyeyim ki ben ay Fru ile İstanbul’da bir iki kez görüşmüş ve tartışmıştım. Fru’ya Fransızca olarak gönderdiğim mektubun Türkçesi şudur:

Bay Fru’ya,

Sizinle, Bay Marten aracılığıyla, yaptığımız görüşmelerin anısını seve seve gönlümde saklıyorum. Yıllarca yurdumuzda ve ulusumuz arasında yaşamış olan sizlerin, bizim için en doğru düşünce ve kanılarla dolu bulunacağınızı umardım. Oysa, ne yazık ki, İstanbul çevresinde karşılaştığınız kimi aymaz ve çıkarcı kişilerin, sizi yanlış yönlere sürüklediklerini pek çok üzülerek anlıyorum. En başta Sait Molla ile düzenlemeye ve uygulamaya başladığınız, güvenilir kaynaklardan öğrenilen planın, İngiliz ulusunun gerçekten kıyanacağı bir nitelikte olduğunu bildirmekliğime izninizi rica ederim. Ulusumuza, Sait Molla’nın değil, fakat gerçek yurtseverlerimizin gözüyle bakıldığı zaman, böyle planların artık yurdumuza ve ulusumuza uygulanabilecek bir yanı olmadığı yargısına kolaylıkla varılır. Nitekim daha bugünün olaylarından olan Adapazarı ve Karacabey olaylarının başarısızlığa uğraması, sözümüzü doğrulamaya yeter. Fakat, buna ne gerek vardı? İngiliz subayı Novil’in Diyarbakır dolaylarında Müslüman Kürt halkı yoldan çıkarmaya pek çok çalıştıktan sonra Malatya’da, eski Elazığ Valisi Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Beylerle, Sıvas’a karşı yaratmaya çalıştığı olay, sonucu bakımından bütün uygarlık dünyasına karşı utanç verici değil miydi?

Size çok açık yürekle ye içtenlikle bildiririm ki, İngiliz ulusu, ulusumuzun dostluğuna ve güvenine değer vermiyorsa, bundaki yanılgı pek derindir. Böyle değilse kullandığımız araçlar pek yanıltıcı olup, sonuç ve verim alınacak nitelikte değildir. Sait Molla aracılığıyla Adapazarı’na gönderilen iki bin Iiranın, yakında verimli sonuç sağlayacağı yolunda verilen sözün yalan olduğunu olaylar size anlatmış olacağından uzun sözü gerekli görmem. Hele sizinle ilişki kuran düzmecilerin, Osmanlı Padişahının da ortaklaşa yaptığınız işlerinizde ve çalışmalarınızda eli varmış gibi gösterilmesi pek tehlikelidir. Siz çok iyi düşünebilirsiniz ki Padişah, sorumsuz ve tarafsız olup ulusal buyrum ve egemenliğimizle ilgili gerçekleri değiştirmez ve bozmazlar. Yurdumuzda bulunan İngiliz siyasal görevlilerinin, kuşkusuz İngiliz ulusunun eğimine ve çıkarına aykırı olarak, yurdumuza ve ulusumuza karşı uygarlığa ve insanIığa yaraşmaz bir biçimdeki girişimlerini, elimizde bulunan belgelerle İngiliz uIusunun gözü önüne serersek, sonuç dünyaca iyi karşılanmaz sanırım. Fakat, bu konuda, tuhaf olması bakımından şunu da bildirmek zorundayım ki siz, bir din adamı olarak siyasa oyunlarına, özellikle adam öldürmeye varacak işlere karışmak hevesine kapılmamaIıydınız. Sizinle yaptığım görüşmelerde, sizi bu denli bir siyasa adamı olarak değil, insanlığa hizmet eden, adaleti seven erdemli bir kişi olarak tanımıştım. Bunda ne denli aldandığımı son aldığım sağlam bilgilerin doğrulamakta oIduğunu size bildirmekle şeref duyarım.

Mustafa Kemal
*******************

Mailimdeki bir yazıyı da aktarmak istiyorum.

Baska bir ayette EL ve AYAK kesme vardir. Aynen mi uygulayacaksiniz ? Yoksa insanların Hırsızlıga yapmamalari icin gerekeni yapin diye mi anlayacaksiniz.
Baskasida diyebilir ki MAL SAHIBIDIR. Evine hirsiz girmesi korkusunu yasamistir.Fiilen ELLERINI KESIN.
Eger ISLAM a sekilci bakarsaniz. ( Unutmayin Cehalet donemi Mekkeliler de Hz. Ibrahim e sekilci inaniyordu.) EKMEK CALANIN ELININ KESILMESI LAZIM. HIRSIZLIK YAPAN ELININ KESILMESI LAZIM. TURKIYE DE ac milyonlarca cocuk var. Sakatlara sakat ordusu. AMA gunumuzde AKP iktidari hirsizligi ELI ile yapmiyor.
Milyonlarca dolarlik rusvet yolsuzluk. Ama bir sey yok. Islam ulkelerinde Kralliklar Milyonlarca Muslumanin riskini caliyor. Islam ulkeleri DUNYA nin en zengin dogal kaynaklarina sahip. Ama hepsi de caliyor. MOLLALAR, KRALLAR , SEYHLER , TAYYIPLER dahil.

Kuran da sadece bir ayette Bas Ortusu konusu var. Gerisi hep kafirler , zulum yapanlar ile isbirligi yapmayin. AC GOZLULUK yapmayin. ZULUM yapmayin. Kul HAKKI yemeyin. ISGALE GELENLER ILE ISBIRLIGI YAPMAYIN.

Binlerce ayet kul hakki yemeyin. Isgalciler ile zalimler ile isbirligi yapmayin diyor.

Adam tum bunlari yapsin. Zapsu ile Findikcinin anasi, Calgir ile PANCAR cini belini kirsin.
Bunlari yapanlar bir kac cocugun elini kesti mi ? AVRATLARI BOL ALIP KARA CARSAFA soktu mu ? Tamamdir. Isterse KABE nin KARSISINA DEV KULE DIKER , ISTERSE ABD DOSTTUR der (Saidi Nursi ),

Oda yetmedi mi ? Isterse Fatihin kentini Muslumanlardan temizleyecegiz diyenlerin pesinde yurur ( MOLLA SAIT Saidi Nursi nin ustadi RAHIP FRU yamagi)

Yeter ki BASORTUSU olsun, yeter ki cocuklarin ELLERINI KESSIN.

Hz. Muhammed (SAV) in kirdigi putlar ne idi ? Hz. Ibrahim e karsi sekilci, statik, gostermelik inanclar idi. O zamanda bu toplum her turlu hainlik ve alcaklik icinde idi. Bizans , Israil toplumları somuruyordu.
Aynen bugun ku SEKILCILER gibiler. Kuran-i KERIM i MOSSAD , RAHIP FRU lar gibi anlatmayin.
ahmetdursun
ahmetdursun
Yeni Üye
Yeni Üye

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 01/03/10

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?board=91.0

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz