Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Özelleşmenin Sonuçları

Aşağa gitmek

Özelleşmenin Sonuçları Empty Özelleşmenin Sonuçları

Mesaj tarafından Kuva-yi Milliye Cuma Şub. 12, 2010 7:02 pm

Özelleştirmenin fiili sonuçları görülmeye, yaşanmaya başlandı. İşsizlik, üretken yatırımların azalması, bütçe açıklarının büyümesi, cari işlemlerde yatırım, gelir-gider dengesizliği, bölgeler arası, gelir dağılımının daha da bozulması. Bunlara sosyal haklarda geriye gidiş, sendikasızlaşma, sendikal gücün azalması, emeğin belirleyici bir güç, ekonomik aktör olma niteliğini yitirmesi de eklenebilir.

Yaşananlar beklenmeyen, öngörülemeyen sonuçlar değildir. 1980’li yıllarda özelleştirme tartışmaları başladığında, tümüyle öngörülmüş, gerekli uyarılar yapılmıştı. Ne yazık ki çoğu diğer ciddi uyarı, öngörülerde olduğu gibi dikkate alınmadı. Özelleştirme sözcüğünün büyüsüne kapılındı. Özelleştirme, ekonomide kara delikler tıkanacak, üretken yatırımlar artacak, işletmeler daha verimli, kârlı çalışacak; işsizlik ilk aşamada yükselse bile zamanla azalacak; vergi gelirlerinin artması sonucu bütçe dengesi sağlanacak, yabancı sermaye girişi hızlanacak, kamu kesiminin borçlanma gereksinimi hafifleyecek alalaması ile kamuoyuna sunuldu. Özetle bir ekonomide olumlu olabilecek, nitelenebilecek her türlü gelişme özelleştirme sonucu sağlanacak, ekonomi serbest pazar ekonomisi temelleri üzerine oturtulacaktı.

Ağzı kalabalık, kalemi kıvrak destekçi takımı, bilançodan anlamasa da, KİT-Hazine ilişkilerini bilmese de, bir işletmenin dışsal etkileri konusunda bir fikri olmasa da, özelleştirmeyi, içi boş cilalı sözcüklerle destekledi. Türkiye’de bazı kişiler ve görüşler, şarlatanlıkla, vizyon, karizma, demokratik yaklaşım, liberalleşme gibi sözcüklerle süslenip dolanıma sürüldüğünde, kabul etmek gerekir ki etkili oluyor.

Özelleştirmenin, büyülü sözcükler ardında gerçek amacı, sosyal devlet anlayışını yıkmak, Türkiye ekonomisini dolayısıyla yönetimini dışarıya daha da bağımlı hale getirmek, kamu mallarını peşkeş yoluyla belli kesimlere aktarmak; kaynak, varlık transferini gerçekleştirmekti.

Özelleştirmenin ilk etkileri batmaktan, iflastan kurtulmak için taşınmaz mallarını satan işletmelere benzetilebilir. Satış bedeli, gelir gibi düşünüldüğünde, ilk aşamada işlemin sakıncaları görülmeyebilir. Satış bedelinin bir bölümü bütçe gelirlerine eklenerek bütçe açıkları daralıyormuş, mali disiplin sağlanıyormuş gibi bir izlenim yaratılabilir. Özelleştirme yabancılaştırma şekline dönüştürüldüğünde yabancı sermaye girişi, güven artıyor gibi övünme gerekçeleri de bulunabilir. Satış bedelinin bir kısmı, özelleştirmenin gizli ya da açık işsiz bıraktığı kişilere “sus payı” olarak dağıtıldığında tepkiler de söndürülebilir. Kendilerine kaynak, varlık aktarması yapılan veya böyle bir beklenti içinde olanlardan da övgü alkışları yükselebilir. Ancak belli bir süre sonra artık satılacak işletme, tesis kalmadığında, Hazine’ye KİT desteği kesildiğinde, özür dilerim, takke düşer kel görünür. Vatandaşın bir bölümü olayı daha yeni yeni, iş işten geçtikten sonra görmeye başladı. “Satmadık bir şey bırakmadılar”, “Tek fabrika bile kurmadılar, nasıl işsizlik olmaz”, yakınmaları yeni yeni duyulmaya ya da yaygınlaşmaya başladı.

TEKEL işçilerinin hareketi, direnişi de bence gecikmiş bir tepkidir. Özelleştirme sözcüğü ilk kullanıldığında, emekçi kesim ciddi bir karşı duruş sergilese, işletmelerine sahip çıksa, özelleştirme uygulaması bu denli vahim sonuçlar doğurmazdı.

Gecikmiş bir tepki, etkisini de yitiriyor; karşıtlarına kozlar da veriyor. Sayın Başbakan TEKEL işçilerine “yetim hakkı yedirtmem”, diyor, Başbakan onlara “siz gizli işsizsiniz, size yarattığınız katma değer üstünde ücret ödenirse yetim hakkı yemiş olursunuz” suçlamalarında bulunuyor. Maliye Bakanı, TEKEL işçilerini üretici güç olarak görmüyor, acıma duyguları ile merhametten maraz doğuyor türünden yaklaşımlarda bulunuyor. Siyasilerin bu çıkışları, en azından AKP’ye yakın vatandaşlarda, tümüyle işsiz olan vatandaşlarda siyasilerin haklı oldukları düşüncesini de doğuruyor.

Ellerinde ekonomik ve siyasal güç varken zamanında özelleştirmeye karşı çıkmayanlar, özelleştirmenin yıkıcı sonuçlarının etkilerine ne yazık ki katlanmak zorunda kalıyorlar.

Hakimiyet-i Milliye
Kuva-yi Milliye
Kuva-yi Milliye
Kemalist Yönetici
Kemalist Yönetici

Mesaj Sayısı : 291
Kayıt tarihi : 28/01/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz