Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Emperyalizm’in uşakları Mahmut Esat Bozkurt’u sevmez.

Aşağa gitmek

Emperyalizm’in uşakları Mahmut Esat Bozkurt’u sevmez. Empty Emperyalizm’in uşakları Mahmut Esat Bozkurt’u sevmez.

Mesaj tarafından Kuva-yi Milliye Ptsi Ağus. 02, 2010 12:15 am

Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde AKP Meclis çoğunluğunu kurmaya çalıştığı Dinci- Faşist düzenin gerçekleşmesine katkı sağlamaya çalışan; Anayasa ve yasalarımıza aykırı uygulama ve kararlarıyla ülkemizi bir “korku imparatorluğu” haline getiren hâkim ve savcılarımıza destek veren yazarlardan biri olan Emre Aköz 4 Nisan 2010 günü sabah Gazetesi’nde yayınlanan “o ödülü almak kime gurur verir?” başlıklı yazısında şöyle diyor:


“İstanbul barosu bu yılki Mahmut Esat Bozkurt Hukuk Ödülü’nü, HSYK başkanvekili Kadir Özbek’e verdi… Ben hukukçu olsaydım, M.E. Bozkurt adına verilen bir ödülü almak ne kelime , aday dahi gösterilmeyi zül addederdim. Çünkü M.E. Bozkurt saf Türk Soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır, hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı… Diyen ırkçı bir Adalet bakanı idi.”

Her şeyden önce şu hususu belirteyim; Mahmut Esat Bozkurt, Atatürk’ün liderliğinde, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasında ve çağdaşlaşma çabalarımızda bugüne kadar atılmış en büyük adım olan Türk Hukuk Devrimi’nin yapılışına en önemli katkıyı sağlayan kişidir.

Mahmut Esat Bozkurt eleştiriye konu olan sözlerini, emperyalist devletlerin çıkarttığı Ağrı İsyan’ından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, içimizden çıkan hainleri kastederek söylemiştir. Bunun böyle olduğunu anlamak için, onun, “Milliyetçilik” konusunda söylediklerine kısaca göz atmak yeter sanıyorum:

“Niçin milliyetçi oluyorsunuz? Sizin kanınızı taşıyan bir topluluğun mukadderatını yükseltmek ve onu mes’ud etmek için milliyetçi oluyorsunuz. Bunun en zaruri neticesi, o topluluğu kendi iradesiyle idare ettirmektir. O halde cumhuriyet, milliyetçiliğin hukuki ifadesinden başka bir şey değildir..”

“..Türk milletinin yüzde 80’inden fazlası köylü ve işçi olunca; köylü ve işçinin haklarını düşünmek, onları korumayı istemek milliyetçiyim diyen bir Türkün ilk ödevidir. Modern milliyetçiliğin belli başlı göstergesi budur.”

“…Türküm demek, Türklüğü harsıyla( kültürüyle), hissiyle kabul etmek demektir. Bunları samimiyetle benimseyenleri Türk sayarız. Kim olursa olsun… Türklüğü kabul etmez, onu küçük görür, ona ihanet, eder, sonra da Türk’e tanınan haklardan, hatta onlardan fazlasını ister; bu olmaz. Buna ‘yağma yok’ derler..”

“Biz sulhçuyuz. Sulh istiyoruz. Hiçbir milletin topraklarında gözümüz yoktur. O kadar ki ben şahsen iklim değil, iklimler almak için bir Türk’ün bile burnunun kanamasına razı olamam. Bunu günah sayarım. Fakat yuvasından, bu Türk elinden kaya parçasını koparmak emelini güden yabancıların, önce milyonlarca Türk’ün silahına cevap vermek mecburiyetinde bulunduklarını bir an bile unutmamaları lazımdır…”

“… Kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Hürriyet, istiklal her milletin hakkıdır. Fakat topraklarımızda gözü olanlara, hadlerini bildirmek için bir dakika bile tereddüt edemeyiz. Bir gün bize “Dünyayı size vereceğiz, yalnız bir Türk’ün burnunu kanatınız “ deseler dünyayı bile istemeyiz. Türk vatanından bir taş parçası bile koparmak isteyen bir millet, dünyadan yok olacağını bilmelidir.”

“… Osmanlı imparatorluğu yerini, Osmanlı cumhuriyetine değil, Türk Cumhuriyetine bıraktı. Anayasamıza göre Osmanlı yok, Türk vardır…”

“ Biz yer ve gök için, ot ve su için milliyetçi değiliz. Bizim gibi aynı dili konuşan, ortak bir tarihin ürünü olan, aynı ortak kültüre sahip bu ülkenin, bu ulusun acılarını acı, sevinçlerini sevinç yapan bir insan topluluğu için milliyetçiyiz. Ulusumuzun yüzde 90-95’i köylü ve işçidir. Biz bunların mutlu yaşamasını istiyoruz. Çoğunluğu dikkate almadan ileri sürülen milliyetçilik davası, bize Sezar’ların anladığı milliyetçilikten fazla bir şey ifade etmez. Buna insanlığın üstünde şahsi saltanat kurmak derler.”

Mahmut Esat Bozkurt’un, gerçek bir Atatürk Milliyetçisi olma nedenlerinden birini Şaduman Halıcı “Yeni Türkiye Devleti’nin Yapılanmasında Mahmut Esat Bozkurt” adlı eserinde şöyle anlatıyor:

“… Mahmut Esat, hukuk mektebinde öğrenci iken, İstanbul ile İzmir arasında işleyen Türk vapurlarının olmadığı yıllarda, Masajeri Maritim ya da Romanya vapurları ile ancak ikinci mevkide yolculuk yapabilmiş ve her vakit ‘Türk’ diye hakarete uğramıştır. Yine bir gün Masajeri Maritim kampanyasına ait bir vapurda bir Rum görevlinin Türk subaylarının taşıdığı kılıçları almasına karşı çıkmış, ancak ‘ vapur, Fransız toprağındadır… Burada sizin zabitleriniz kılıç takamaz cevabını alınca, başından vurulmuşa dönmüş ve kamarasında ağlamıştır.”

Bu nedenlerle, M.E. Bozkurt’un milliyetçiliğini “tepki milliyetçiliği” diye değerlendirmek mümkündür. Dönemin pek çok aydınında da var olan bu anlayış; Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde yabancı ve azınlıkların rolü olduğu düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Ulus devlet kurulmasının yaşandığı bu dönemde, ortak bir kolektif kimlik yaratılmaya çalışıldı. Azınlıkları ve diğer etnik grupları “özümleyici” bir milliyetçilik anlayışı benimsendi.

Peki, böyle bir Türklük anlayışı benimsenmeseydi; modern Türkiye Cumhuriyeti yine de oluşur ve bugünlere gelebilir miydi? Doğru cevabı bulabildiğiniz oranda Mahmut Esat Bozkurt’u anlayabilecek ve o zaman elbette ki daha çok seveceksiniz…

Vural Savaş
Kuva-yi Milliye
Kuva-yi Milliye
Kemalist Yönetici
Kemalist Yönetici

Mesaj Sayısı : 291
Kayıt tarihi : 28/01/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz